Tüp Bebek Tedavisinde Yumurta Sayısının Önemi Nedir?

tup bebek tedavisinde yumurta sayisi

“Daha fazla yumurta toplanması tüp bebek yöntemiyle hamilelik şansını arttırabilir mi?” sorusu tüp bebek tedavisi görecek kadınlar arasında sıklıkla karşılaşılan bir sorudur. Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, bu soruya detaylı bir cevap vererek anne adaylarının bilgilenmesini sağlıyor.

“Yeni araştırmalar, yumurta miktarının tüp bebek başarısında çok önemli olduğunu gösteriyor. Tüp bebek tedavisi görürken birçok çiftin odaklandığı başarı faktörlerinden biri, döngünün oosit toplama (OPU) aşamasında alınan yumurta sayısı olduğu biliniyor.”

Toplanan Yumurta Sayısı Ve Tüp Bebek Başarı Oranı

Tüp bebek tedavisi döngüsünde alınan fazla sayıda yumurta; transfer için uygun, kromozomal olarak normal sayıya sahip yumurtalara erişim miktarını arttırır. Bu, kadının yaşı ve yumurtalık uyarısı için kullanılan ilaç dozu ne olursa olsun, daha fazla yumurtanın daha fazla kromozomal olarak normal embriyolara yol açabileceği anlamına gelir.

Kromozomal olarak normal (euploid) embriyoların sayıca çok olması, uyarılmış IVF (tüp bebek) döngüsünden sonra daha yüksek kümülatif canlı doğum şansı anlamına gelir. Bunun nedeni, kromozomal olarak normal embriyoların, canlı doğuma yol açacak bir hamilelik için en büyük potansiyele sahip olduğu ve IVF başarısı için belirleyici bir faktör olduğunu göstermektedir.

Anne adayının yaşının ilerlemesiyle yumurta sayısı önemli ölçüde azalır. Anne adayının yaşı ne kadar fazlaysa, kromozomal olarak normal (euploid) embriyo elde etme şansını artırmak için o kadar çok yumurta alınması gerekir.

Yumurta Kalitesi Ve Yumurta Miktarı

Yumurtalık uyarımı sırasında daha yüksek yumurta verimini hedeflemek, elde edilen yumurtaların kalitesini etkilememektedir. Araştırmalar yoğun yumurtalık uyarımı yapmanın, yumurta kalitesi üzerinde zararlı bir etkisinin olası olmadığını göstermektedir. Aksine, daha fazla sayıda yumurta elde etmek, muhtemelen daha fazla sayıda yetkin yumurtaya ve kromozomal olarak normal (euploid) embriyolar elde etme şansının yükselmesini sağlamaktadır.

Günümüzde uygulanan yeni IVF prosedürleri, tek bir IVF döngüsünden elde edilen sonuçları en üst seviyeye çıkartılmasına ve böylece doğurganlık tedavisinin finansal, fiziksel ve duygusal maliyetini azaltmaya olanak tanır. Yumurta sayısının ve yumurta kalitesinin artırılmasının günümüzde oldukça güvenli bir şekilde yapılabilmesi sebebiyle tüp bebek tedavisinin başarısına ve canlı doğum oranlarının artmasına yardımcı olmaktadır.

Evlilik Öncesi SMA Prosedürü Nelerdir?

evlilik oncesi sma prosoduru

SMA’ ya yönelik hassasiyet her geçen gün artmaktadır. Kraniyal sinir motor çekirdekleri ve omurilikte yer alan ön boynuz motor nöron hücrelerinin kalıcı kaybı sonucu oluşan kas kaybı olarak tanımlanmaktadır. Genetik olarak aktarılabilen SMA,  görülme sıklığı oldukça yüksek olan bir hastalıktır. Otozomal resesif formu en yaygın görülen SMA türüdür. Genel olarak ise kişilerin SMA taşıma oranları %40’ı bulabilmektedir. Dünya genelinde yaygın olarak görülmesinin yanı sıra ülkemizdeki net sayı bilinmemektedir. Ancak son yıllarda, yaklaşık olarak her yıl 150 SMA hastalığına sahip bebek doğduğu bilinmektedir. Şu an takibi sağlanan 3000 SMA hastası çocuk bulunmaktadır.

SMA Nedir?

SMA dört farklı tipe sahip genetik bir hastalıktır. Kas kaybına ve buna bağlı olarak hareket edebilme kabiliyetinde kayıplara sebep olmaktadır. Erken teşhis ve doğru tedaviler ile bebeklerin büyüyüp gelişmesi sağlanabilmektedir. Ancak hem geç teşhis hem de tedavilerin çok pahalı olması maalesef ki kayıplarla sonuçlanmaktadır.

Tip 0 SMA, intrauterin dönemde başlangıç gösteren form olmaktadır.  Yeni doğan ve erken-bebeklikte görülmesi halinde SMA tip 1 olup, çocuklukta SMA tip 2 ve 3 olabilmektedir. Adolesan ve erişkin SMA tip 3 ve erişkin SMA tip 4 dönemde başlangıç gösteren formlara kadar geniş bir spektrumda bulgu verebilmektedir.

Kesin tanısı şikayetler üzerine konulabilirken genetik taramalarda da SMA teşhisi konulabilmektedir. Bundan dolayı evlilik öncesi SMA testi uygulaması sağlıklı bir bebek gelişimi için oldukça büyük bir önem taşımaktadır.

Evlilik Öncesi SMA Prosedürü

Sağlık Bakanlığı Türkiye’nin her bir ilinde SMA taraması yapmaktadır. Evlilik öncesi yapılması gereken sağlık taramalarından biri olarak tanımlanan prosedür hastalığın görülme sıklığını azaltmayı hedeflemektedir. Öncelikle klinik muayeneye alınan çiftlerin aile geçmişi öğrenilir. Ardından SMN1 ve SMN2 adı verilen genetik tarama testleri uygulanarak SMA taşıyıcısı olup olmadıkları tespit edilir. Bu testler kişilerden kan örneği alınarak yapılan testlerdir.

Pozitif bulgu edinilmesi ile çiftlerin bilinçlendirilmesi ve çocuk sahibi olma noktasında neler yapabilecekleri anlatılmaktadır. SMA hastası olan kişinin tedavisi planlanmalı ve aksatılmamalıdır. Her geçen gün gelişen tüp bebek tedavisi yöntemleri ile (PGD) anne veya babada SMA olmasına rağmen, SMA riski taşımayan bebeklerinin olması sağlanabilmektedir.

Evlilik Öncesi SMA Prosedürü Basamakları Nelerdir?

Evlenmek için başvuru yapan çiftlerin sağlık taraması yaptırması gerekmektedir. Bunun yanı sıra bebek sahibi olup bunu doktor kontrolünde gerçekleştiren kişiler de SMA tarama testine tabi tutulmaktadır. Tarama için öncelikle erkek adaydan örnek alınmaktadır. Erkek adayın tetkik sonuçlarında şüpheli veya pozitif bir sonuç yoksa takipten çıkarılır. Şüpheli bir durum veya pozitif olması halinde ise kadın adaydan da test alınmaktadır. Doğurganlık çağını tamamlamış kadınlar teste tabi tutulmamaktadır. Daha öncesinde tetkik yaptırmış kişilerin tekrar tetkik yaptırmasına gerek yoktur. Kan tahlilleri ilgili Aile Hekimliği Birimlerinden alınarak taramalar yapılmaktadır. Tahliller İl Sağlık Müdürlüklerince belirlenen laboratuvarlara gönderilmektedir. Çıkan sonuçlar ise e- nabız üzerinden paylaşılmaktadır.

Hamilelikte Uykusuzluk Neden Olur, Uykusuzluğa Ne İyi Gelir?

hamilelikte uykusuzluk neden olur

Uykusuzluk gebeliğin hem erken hem de geç dönemlerinde hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir durumdur. Kadınların % 44’ü bu dönemde uykusuzluktan şikayet eder. Peki, hamilelikte uykusuzluk neden olur, ne iyi gelir? Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Kalay, bu soruyu cevaplıyor ve hamilelere uykusuzluk konusunda bazı tavsiyelerde bulunuyor.

Gebelikte Uykusuzluk Neden Olur?

Uykusuzluk problemi altında çoğu zaman hormonsal değişimler yer almaktadır.Hormon seviyelerindeki değişiklikler ve özellikle progesteron hormonu gün içinde şekerleme yapmanıza ve gece uykusuzluk çekmenize neden olur. Hormonlardaki değişimlerin yanı sıra; açlık, yatmaya yakın yenen abur cubur, bulantı, depresyon, fiziksel rahatsızlıklar, huzursuz bacak sendromu gibi durumlar da uykusuzluğun sebebidir. Uykusuzluk ve uyku problemleri gebelik ilerledikçe artar ve gebeliğin her döneminde başlayabilir.

Gebelikte Uykusuzluk Problemi İçin Çözüm Önerileri

Gebelikte uykusuzluk problemi bazı davranış değişiklikleri ile azaltılabilmektedir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bazı davranışlar yer almaktadır;

  • Daha iyi uyku hijyeni sağlayın: Uyku hijyeni, uykuya dalmanızı kolaylaştıracak alışkanlıkları yansıtır. Böylece beyne uykuya hazırlık sinyalleri ulaşır.
  • Sadece yatağınızda uyuyun.
  • Her gün aynı saatte yatın, aynı saatte uyanın.
  • Yatak odasını serin ve karanlık tutun.
  • Yatağınız olabildiğince konforlu olsun.
  • Yatak odanızda cep telefonu, tablet veya TV bulundurmayın.
  • 15-30 dakika içinde uyuyamazsanız kalkın, kendinizi zorlamayın.
  • Yatmadan önce kafeinli içecekler ve çikolata tüketmeyin.
  • Yatmadan önce sıvı tüketimini azaltın.
  • Ilık banyo yapın ve mümkünse masaj uygulayın.
  • Beslenmenize destek olacak tedavileri alın: Gebelikte doktorunuza sormadan ilaç kullanmayın ama “melatonin” doğal bir hormon olup bebeğinizin beyin gelişimine de yardımcı olur.
  • Demir ve folik asit eksikliği de gece uyanmasına ve uykusuzluğa neden olur.
  • Gevşeyin: Gevşeme teknikleri, zihninizi sakinleştirir. Meditasyon gevşemenize yardımcı olur. Bunun için her bir kasınızı gevşetmelisiniz. Yoganın da faydası olacaktır.
  • Egzersiz yapın: Günlük egzersiz programı oluşturun. Haftanın en az 3 günü egzersiz yapın.
  • Yapmanız gerekenleri listeleyin: Ertesi günü düşünüp endişelenmek yerine, planlama yapın. Kapasiteniz doğrultusunda yapacağınız gerçekçi planlama sizi rahatlatacaktır. Böylece stres seviyeniz azalır ve rahat uyursunuz.
  • Açık olun: Gece uykusuz, stresli ve endişeli geçiyorsa bunu paylaşın. Yakın arkadaşlarınıza, eşinize bu durumu anlatın. Onlarla konuşmak iyi gelecektir.
  • Yastık kullanın: Gittikçe büyüyen karın nedeniyle yastık ihtiyacınız artacaktır. Genelde iki yastık işinizi görür. Yastıklardan birini dizlerinizin arasına koymanız faydalı olacaktır. Bu amaca yönelik yapılmış yastıklardan da alabilirsiniz.”

Kalitesiz Sperm Çocuk Sahibi Olmaya Engel Mi?

kalitesiz sperm nedir

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, sperm kalitesinin çocuk sahibi olmadaki önemini sizler için anlattı.

Erkeklerin beslenme alışkanlığı üreme sistemini yakından ilgilendirmekle beraber aynı zamanda gebelikte bebeğin kilosunu ve genlerini de derinden etkiliyor. Sperm sayısını ve hareketliliğini, yaşam tarzı, stres ve kötü beslenme alışkanlığı son derece olumsuz etkiliyor. Düşük sperm sayısı ya da sperm hareketliliği gebelik şansını da bir hayli düşürüyor. Beslenme şekli ve yaşam şartları bebeğin genlerine de aktarılabiliyor. Yüksek yağ içeren yiyeceklerin tüketilmesi sonucunda bebeklerde diyabet belirtileri olan glukoz intoleransı ve insülin direnci görülebiliyor. Bu da bebeğin sağlığı için annenin olduğu kadar babanın da dikkat etmesi gerektiğini gösteriyor.

Doğal gelişen bir gebelik için 1 mililitre meni içerisinde ortalama 15 milyon, toplamda da yaklaşık 40 milyon civarında sperm olması gerekiyor. Bu sayılardan daha azında doğal yollardan gebelik mümkün olamıyor. Bundan dolayı yaşam kalitesi, sperm kalitesini ve sayısını sperm sayısı da direkt olarak bebek sahibi olabilmeyi etkiliyor.

Beslenme Sperm Kalitesini Artırabilir

Sperm sağlığını yükselten gıdaları arka arkaya tüketmenin bir faydası yoktur. Bunun yerine düzenli ve sağlıklı bir beslenme programı uygulamak gerekmektedir. Akdeniz tipi beslenme genellikle en sağlıklı ve uygulanabilir olan beslenme tarzlarından biridir. Sperm kalitesini ve hareketliliğini arttırmanın yolu sadece beslenme alışkanlığını değiştirmek değil başlı başına yaşam tarzını değiştirmekten geçmektedir. Günlük hayatta yapılacak olan küçük değişikliklerin sperm kalitesi üzerinde önemli olumlu etkileri bulunmaktadır.

İstiridye bilinen en güçlü afrodizyak doğal gıda olarak bilinmektedir. Ayrıca somon balığı ve kırmızı et de sperm kalitesini etkileyen et türleri arasında yer almaktadır. Kırmızı sebzeler ve meyveler, muz, keçiboynuzu, kabak ve ay çekirdeği gibi kuru yemişler, D vitamini açısından zengin mantar da sperm kalitesi için tüketilmesi önerilen gıdalar arasında yer almaktadır.

Beslenme Sperm Kalitesini Artırabilir

Sperm sağlığını yükselten gıdaları arka arkaya tüketmenin bir faydası yoktur. Bunun yerine düzenli ve sağlıklı bir beslenme programı uygulamak gerekmektedir. Akdeniz tipi beslenme genellikle en sağlıklı ve uygulanabilir olan beslenme tarzlarından biridir. Sperm kalitesini ve hareketliliğini arttırmanın yolu sadece beslenme alışkanlığını değiştirmek değil başlı başına yaşam tarzını değiştirmekten geçmektedir. Günlük hayatta yapılacak olan küçük değişikliklerin sperm kalitesi üzerinde önemli olumlu etkileri bulunmaktadır.

İstiridye bilinen en güçlü afrodizyak doğal gıda olarak bilinmektedir. Ayrıca somon balığı ve kırmızı et de sperm kalitesini etkileyen et türleri arasında yer almaktadır. Kırmızı sebzeler ve meyveler, muz, keçiboynuzu, kabak ve ay çekirdeği gibi kuru yemişler, D vitamini açısından zengin mantar da sperm kalitesi için tüketilmesi önerilen gıdalar arasında yer almaktadır.

Yaşam Tarzına Dikkat Edilmelidir

Düzenli beslenmenin dışında günlük hayatta da dikkat edilmesi gereken bazı önemli unsurlar bulunmaktadır. Beslenmenin yanı sıra düzenli olarak spor yapmak da son derece önemlidir. Ayrıca dar kıyafetlerden uzak durmak gerekmektedir. Alkol, sigara ve uyuşturucu kullanımı spermlerin DNA yapısını bozmaktadır. Bu nedenle sperm kalitesini önemli derecede düşürmektedir. Aşırı derecede radyasyona maruz kalmak, obezite, D vitamini, çinko ve selenyum eksikliği, enfeksiyonlar ve kanser tedavisi, sperm kalitesini düşüren unsurlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle düzenli beslenmenin yanı sıra günlük hayatta da değişiklik yapmak da son derece önemlidir.

SMA Riski Varsa Test Sonucunda Ne Yapılabilir?

sma riski nasil anlasilir

SMA hastalığı bazı şüpheli belirtiler yaşanması sonucu, evlilik öncesi genel sağlık taraması yapılırken veya anne karnında bebeğe uygulanan testler sonucunda açığa çıkmaktadır. Günümüzde herhangi bir tarama testine tabi tutulmayan ve böylece SMA taşıyıcısı olup olmadığını bilmeyen birçok insan bulunmaktadır. Çocukluk döneminde kendini belli eden SMA çeşitleri (Tip 1- Tip 2) olabildiği gibi yetişkinlik döneminde de açığa çıkan tipler (Tip 3- Tip 4)  bulunmaktadır. Bu durumda kişiler çeşitli belirtiler gösterebilmektedir.

SMA Belirtileri Nelerdir?

SMA hastalığının spesifik olarak kendine ait olan bir semptomu bulunmamaktadır. Bundan dolayı bazı durumlarda semptomlar farklı hastalıklar ile karıştırılabilmektedir. Hastalık içerisinde de tiplere göre ayrılması durumu yine açığa çıkan semptomları etkilemektedir. Tip 1 vakalarında motor gelişim yetersizliği tüm vücuda yayılmışken, Tip2 ve 3’te genellikle abdominal bölge ve çevresinde yaygınlık göstermektedir. Semptomları genellemek gerekirse; motor gelişim eksikliğine yol açan zayıf kaslar ve güçsüzlük, reflekslerde azalma, ellerde durdurulamayan bir titreme durumu, baş kontrolünü sağlayamama, yemek yeme güçlüğü, cılız ses ve zayıf öksürük, yürüme yeteneği kaybı veya kronik kramplar, sık sık düşme, oturmada, ayakta durmada veya yürümede zorluk, dil seğirmesi ve yaşıtlardan geri kalan gelişim veya hareketlilik görülebilmektedir.

SMA Pozitif Halinde Ne Yapılmalıdır?

SMA’nın kesin bir tedavi yöntemi bulunamamaktadır. Ancak SMA üzerinde yapılan çalışmalar her geçen gün artış göstermektedir. SMA kesin tedavisi olmamakla birlikte semptom azaltılmasına yönelik tedaviler uygulanmaktadır. Alanında uzman hekimler tarafından belirlenen bir tedavi prosedürü hastanın yaşam kalitesi için oldukça büyük önem taşımaktadır. Erken teşhis semptom gelişiminin azaltılması üzerinde oldukça önemlidir.

2016 yılında bilim dünyasında SMA’ya yönelik büyük bir gelişme olmuş ve hastalık tedavisinde kullanılabilecek FDA onaylı ilaç piyasaya sürülmüştür. Bebeklere uygulanabilen bu ilaç kişilerin ilerleyen yıllarda daha sağlıklı bir yaşama sahip olmasını sağlamaktadır. İlaç SMN2 geninden SMN adlı protein üretimini arttırarak, hücre beslenmesini sağlamayı hedeflemektedir. Bu sayede motor nöron ölümlerinin geciktirilmesi, böylece semptomların azalmasını sağlamayı amaçlamaktadır. İlaç bebekler üzerinde test edilmiş olup henüz yetişkinlik döneminde olan kişiler için etkisi bilinmemektedir.

 

Tüp Bebek Tedavisini Etkileyen Faktörler

tup bebek tedavisi etkileyen faktorler

Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen en önemli faktörler arasında kadının yaşı, kadındaki yumurtanın kalitesi ve rezervleri, erkekteki spermlerin sayısı ve kalitesi yer alır. Üreme hücreleri, yumurtanın döllenmesi ile embriyonun kalitesini etkileyen en önemli faktörlerdir. Bunun yanı sıra hastanın tüp bebek tedavisinde doğru bir şekilde hazırlanması, tüp bebek tedavisinde uygulanan teknik uygulamalar tüp bebek tedavisinin başarılı bir şekilde sonuçlanmasında oldukça etkili bir rol oynar.

Kısırlığa Neden Olan Problemlerin Tedavi Edilmesi Gerekebilir

İnfertiliteye yani kısırlığa neden olan genetik bir problem söz konusu ise mutlaka genetik inceleme ve tedavinin ardından tüp bebek tedavisine geçilmesi gerekir. Ayrıca tüp bebek tedavisi sırasında vücutta hormon yükselmeleri oluşmuşsa rahmin dinlendirilmesi gerekir. Bu durumda embriyolara ise freezing yani dondurma tekniğinin uygulanması gerekebilir.

Tüp Bebek Tedavisinde Uygulanan Yöntemler Çok Önemlidir!

Tüp bebek tedavisinde doğru yöntemler, doğru bir şekilde uygulanmazsa çiftlerin tüp bebek tedavisinde başarı ciddi oranda düşebilmektedir.

Bunun dışında tüp bebek tedavisinde embriyoların ana rahmine tutunmasını sağlayan lazer yardımıyla tomurcuklanma yöntemi yani “assisted hatching” yöntemi tüp bebek tedavisinde başarı oranını artıran en önemli uygulamalardan biridir.

Günümüzde üremeye engel olan birçok sorun gelişen tıp sayesinde başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Donanımlı bir tüp bebek merkezi ve alanında uzman bir doktor seçimi ile bebek sahibi olma hayaliniz gerçek olabilir. Eğer doğal yollar ile bebek sahibi olamıyorsanız çok geç kalmadan bir tüp bebek uzmanından destek alabilirsiniz.

Hangi Yöntemler Uygulanabilir?

Tüp bebek tedavisinde uygulanan birçok modern teknik vardır. IMSI; en iyi kalitedeki spermleri seçmek ve mikroenjeksiyon sonrası yüksek döllenme oranları elde etmek için kullanılan tekniktir. MikroTESE; mikroskop altında yapılan testis biyopsisidir.

PGD (pregenetik diagnozis); genetik problemli çiftlerin embriyolarının incelenmesi ve sağlıklı olanlarının seçilmesidir. Asisted hatching; lazer yardımıyla embriyo çeperinin inceltilmesidir.

Frozen; embriyoların, spermlerin ve yumurtaların daha sonra kullanılmak üzere dondurularak saklanmasıdır.

Embriyoskop; embriyo gelişiminin kamera altında takip edilmesi ve gelişimi sağlıklı olanların seçilmesidir. İmmünolojik tedaviler ve bağışıklık sistemi tedavileridir.

Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Öncelikle yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir. İşlem esnasında acı veya ağrı hissedilmemektedir. Toplama işlemi bittikten sonra hafif bir ağrı hissedilebilir. Hafif ilaçlar ile kolayca giderilebilen bu ağrı, kadının günlük yaşamına olumsuz bir etki etkisi yoktur. Baba adayından elde edilen spermler ile alınan yumurtalar mikro enjeksiyon yöntemi ile birleştirilerek döllenme sağlanır.

Embriyo transferi tüp bebek tedavisindeki en kritik aşamadır. Tedavinin başarılı olup olmaması embriyoların tutup tutmamasına bağlıdır. Tüp bebek tedavisinde yönetmelik kuralları gereğince 35 yaş altındaki kadınlara 1 embriyo, 35 yaşın üstündeki kadınlara da 2 embriyo transferi gerçekleştirilmektedir. Bu sayede çoğul gebelik ihtimali kontrol altına alınabilmektedir.

Embriyo transferinden 12 gün sonra kanda gebelik testi yapılır ve sonuç öğrenilir. Başarısız bir sonuç alınırsa 1-2 ay sonra yeni bir tüp bebek denemesi yapılabilir. 2 ve 3. denemeler de başarısızlıkla sonuçlanmışsa bazı genetik testler, histeroskopi gibi ek incelemeler yapıldıktan sonra tekrar bir tedaviye başlanabilir.

Tüp bebek tedavisi uygulama sayısında herhangi bir sınırlama yoktur. Bazı çiftler birkaç denemenin ardından çocuk sahibi olabiliyorken bazı çiftlerde ilk denemelerinde başarılı olmaktadır. 4. deneme sonrası %80 oranında gebelik elde etme şansı vardır.

Tüp Bebek Tedavisinde Çoğul Gebelik Durumu

Son yıllarda embriyo transferindeki gelişmeler sayesinde çoğul gebelik ihtimali büyük oranda kontrol altına alınabiliyor. Elde edilen gebeliklerin %90’ı tekil olurken %10 oranında ise ikiz gebelik görülebiliyor. İkiz gebeliklerin doğal gebeliklerle oluşması ise %1 oranında oluyor. Oranda 10 kat artış nedeniyle tüp bebek tedavisi sonucu elde edilen çoğul gebelik durumu fazla gelebiliyor. Ancak, ikiz gebelik durumu mevcut gebeliklerde %10 oranını geçmiyor. Tek embriyo verilirse tüp bebek tedavisinin sonuçları %99 oranında tek gebelik olurken,  %1 oranında tek yumurta ikizleri olabiliyor.

Yumurta Çatlaması Nasıl Anlaşılır? Çatlatma İğnesi Nedir, Nasıl Ve Ne İçin Uygulanır?

yumurta catlamasi nedir nasil olur

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir yumurta çatlaması ve çatlatma iğnesi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Yumurta çatlaması, kadınların ovulasyon dönemlerinde yumurtanın yumurtalıktan dışarıya çıkması durumuna denmektedir. Yumurtlama gününün yaklaştığı zamanlarda akıntıda artış olur. Yumurta çatlaması kasık bölgelerinde ağrıya neden olurken göğüslerde şişlik ve vücut ısısında artma gibi tepkimelere de yol açabilmektedir. Yumurta çatlaması ile salınan yumurta, en fazla bir gün civarında canlılığını koruyabilir. Bu nedenle, yumurta çatlaması meydana geldikten sonra en fazla bir gün içerisinde hamilelik elde etme şansı vardır.

Yumurtlama olayı yaklaşık olarak adet döngüsü başlamadan, iki hafta önce meydana gelir. Adetleri seyrek yani 35 günde bir olan bir kadında, yumurtlama adet başlamasından 21 gün sonra oluşur. Buna benzer şekilde adetleri düzenli olarak 28 günde bir görülen kadında ise, yumurta çatlaması adet başlamasından 14 gün sonra olur. Adetleri 30 günde bir olan bir kadında ise adet kanaması başladıktan 16 gün sonra gerçekleşir.

Yumurta çatlamasının ardından salınan yumurta, tuba (tüp) organı ile yakalanır ve yakın zamanlarda cinsel ilişkiye girilmiş ise veya aşılama yapılmış ise, sperm ile yumurta hücresi tüp içerisinde birleşerek döllenme meydana gelir. Döllenme ile meydana gelen hamilelik materyali, rahim içerisine ilerleyerek yerleşir. Çeşitli sebeplerden doğal yollarla gebelik sağlanamaması durumunda ise tüp bebek tedavisi uygulanır.

Tüp Bebek Tedavisinde Çatlatma İğnesi Uygulaması

Tüp bebekte aşılama tedavisinde spermin doğru zamanda yumurta ile bir araya gelmesi sağlanmaktadır. Yumurta geliştirici ilaçlar hap veya iğneler yolu ile bir veya iki tane yumurtanın gelişmesi sağlanır. Yumurta belirli bir çapa ulaştığında çatlatma iğneleri yardımıyla yumurtlama gerçekleştirilir. Bu dönem, gebelik şansının en yüksek olduğu zaman dilimidir. Yumurtlama, çatlatma iğnesinden sonra yaklaşık 36 saat sonra gerçekleşir. Bu zamana yakın bir saatte spermler alınarak laboratuvarda hazırlık ve yıkama işlemi yapılır. Ardından, aralarından en hızlı ve sağlıklı olanlar toplanarak rahim içerisine yumuşak bir kateter yardımı ile verilir. Açıklanamayan kısırlık grubunda aşılama ile gebelik şansı % 15 civarındadır. Üç aşılama uygulaması sonrasında çiftlerin % 35-40 kadarı bebek sahibi olabilir.

Tüp bebek tedavisinde; aşılamaya oranla daha fazla ilaç kullanılır ve takipler daha sıktır. Folikül çapları belirli bir büyüklüğe ulaştığı zaman, aşılama tedavisinde olduğu gibi çatlatma iğnesinden 36 sonra ince bir iğne ile vajinal ultrasonografi kullanılarak yumurtalar alınır. Laboratuvar ortamında mikroskop altında her bir yumurta, çevresindeki hücrelerden temizlenip değerlendirilir ve mikroenjeksiyon yöntemi ile olgun her bir yumurtaya bir sperm enjekte edilir. Döllenme sonrası gelişen embriyolar inkübatörler içerisinde takip edilerek, seçilen embriyolar anne rahmine transfer edilir. Tüp bebek ile açıklanamayan kısırlık grubunda % 55-60 oranında gebelik elde edilebilmektedir. Anne adayının yaşı genç ise gebelik şansı artar.